İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP’nin İzmir Büyükşehir adayı Cemil Tugay’ın yanında görünmediğine ilişkin “Başarısız bulunan bir belediye başkanının ‘Sütte leke var onda yok’ gibi yaklaşımla başkan adayının yanında olmam ona zarar verir” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, 2019-2024 yılı icraatlarını değerlendiren bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda onlarca gazeteciye değerlendirmeler bulunan Soyer, “Seçim vaatlerimizin yüzde 87’sini tamamladık” diyerek 165 vaadinin 144’ünü tamamladı. Buna ek olarak ise 15 projeyi başlatıp görev süresi bitmeden projeleri tamamladığını açıkladı.
Konuşmasına İzmir’deki bir gazetenin eleştirel manşetlerine açıklık getirerek başlayan Soyer, “Severek ve aşkla çalıştık çalıştık ama inanılmaz saldırılarla ile karşılaştık. Gün aşırı bu manşetlerle İzmirli buluşturuldu ve her gün aleyhte büyük operasyon sürdürüldü ve buna rağmen de yılmadık. Bunu da canla başla yapmaya başladık. Ben şahsen kendi biyolojik sınırlarımı zorladım. Toplam 20 gün izin kullandım ve senede 4 gün demek. Bu süre boyunca da 6 saatten fazla uyumadım. Mutlaka en önce ben geldim. Bu Seferihisar’da da böyleydi, orada belediyeyi ben açıyordum. Olabilecek ne kadar maksimum potansiyel var onu yaptım. Eksik yanlış ve kusurlar bulunabilir ama vicdanen kendimi zorlayarak bunu yaptım” dedi.
Şato Kütüphanesi
Soyer, seçim çalışmaları boyunca kendisi ve belediye için ortaya atılan tüm iddiaları bir bir açıklayarak şunları söyledi:
“Bu toplantı doğru bilinen yanlışları ve yanlış bilinen doğruları paylaşmak istiyorum. Şato 1954’te şark kahvesi olarak tasarladın ve 1969’da İzBB’ye geçti ve Tanşas işletmiş ve kiraya geçti. Restoran kiradayken şato ismini karşıladığından ismi da şato olarak kaldı. 2021’de tahliye edildi ve 2010’da Aziz Bey (Kocaoğlu) döneminde misafirhane olarak kullanıldı. Bizden önce de konut olarak kullanıldı ve ruhsatlıydı. Bizim evimiz Seferihisar’daydı hepimiz ve İzmir’deki görevimizde de merkezi noktada arayış içiresine girerek burayı bulduk. Geri kalan kısmını da kütüphane olarak yaptık. Bu sürede de 3 oda 1 salon olarak kullandık ve diğer bölüm de dijital kütüphane olarak kaldı. Bahçe ise halka açıktır” dedi.
103 bin lira damga vergisi
Kooperatifler üzerinden eşine kaynak aktarıldı iddiası ise Ocak 2007-2019 yıllarında 517 milyon liralık tarım ve hayvancılıkla ilgili bizden önce de tire süt kooperatif üzerinden süt alınıyormuş bizler Köy-Koop zerinden alımlar yaptık. Artık doğrudan doğruya kooperatiflerden belediyelerin ürün alması engellendi. Böylece küçük üretici İzmir Büyükşehir’e ürün satma hakkı ortadan kalkmış oldu. Köy-Koop her yıl soruşturma geçirdi. 2021’de Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dosyada 1 milyon 220 bin litre süt almış ve bu sütün 170 bin 800 lirası Köy-Koop’a pay olarak kalmış 103 bin 320 lirası ile belediyeye damga vergisi olarak ödenmiş. 60 küsur bin lira Köy-Koop kasasında kalan paradır.”
Eşiyle gurur duydu
“Eşim olduğundan değil ama ilginç özelliği var. Senelerdir bu Köy-Kop’ta yöneticilik yapıyor. Bu sürede ne 1 lira harcırah ne 1 lira maaş ve ne 1 lira huzur hakkı almamıştır. Bütün bir hayatını bu uzun yıllar boyunca tek kuruş beklemeden köy halkının değerlendirmesi için harcamıştır. Buradan da onunla buradan iftihar ediyorum. Sadece küçük üretici yaşasın diye mücadele verdi.”
“Su fiyat indirimi mümkün olmaz”
Su meselesi ise Türkiye’nin en pahalı suyunu İzmirli ‘ye layık gördünüz iddiası var. İzmir su fakiri bir knt. Su kaynaklarının yüzde 60’sı yer altından çıkıyor. Bu çok büyük bir rakam. Yer altından sarı kız kuyularından geliyor, Manisa’dan geliyor. Ağır maliyeti var bunun. Bizde ise ağır maliyetler nedeniyle de suyun maliyeti de çok yükseliyor. İZSU hem istediği gibi fiyat ortaya koyamıyor kâr amaçlı değildir. Yasal olarak da mümkün değil. İZSU’nun maliyetleri üzerinde keyfi indirim yapması da mümkün değildir. Adaylar bunu söylüyor ve bunların yasal dayanağı yok. Yasayla belirleniyor maliyetler, fiyatlar. Gördes barajı 13 yıl önce yapılmış ve her yıl 59 milyon metreküp su veriliyor ve 767 milyon metreküp su amamız gerekirken sadece yüzde 29 alabiliyoruz. Yüzde 100 yapmışız gibi de ödeme yapmışız.”
Otogarda algı oyunları
“İzmir otogarıyla ilgili bizim yapmadığımıza dair algı var. Doğru değil. 25 yılın sonuna geldiğimizde tahliye istedik ve birçok kaynakla ilgili bize ödenmeyen kaynaklar için icra takibi ve tahliye davası açtık. Pandemi nedeniyle de şirket davayı açtı ve kazandı. Bizler de idari anlamda süresinin dolması nedeniyle Kaymakamlık nedeniyle tahliye talebi istedik ve kaymakamlık da bunu bekliyor. Otogarla ilgili hazırladığımız projemiz var ve tahliyeyi de takip ediyoruz.”
Personellerin yüzde 56’sı İzmirli
“Belediye şirketinde şu an itibarıyla 2019’na yüzde 54,67 İzmirli, 2024 yılında ise yüzde 53,72’si Manisa, Erzurum, Kars, yüzde 2,83 arasında değişiyor. Çalışanların harcama payı yüzde 28. Bu da diğer belediyelerin çok üzerinde. Yatırım harcamaları yüzde 35, BİZİM borcumuzun yüzde 82’si dış Y5 yılda 878 milyon euro borçlanma yapmış ve 900 milyon euro borç ödemişiz. Yüzde 82si yabancı para yüzde 17’si ise TL. Bun finansal tabloda borçlanmada kapasitesi 92,3 milyar liradır. Diğer büyükşehir belediyeleri böylesi bir tablosunda yüzde 27’si borçlanma kapasitesi kullanıyor.”
Başkan Soyer, seçimleri şöyle değerlendirdi: “Başkan adayı Cemil Tugay’ın yanında neden gözükmediğimi açıklayayım. CHP bu ülkede demokrasinin teminatıdır. CHP’yi sevin sevmeyin, ama CHP eğer iktidarı frenleyecek ve dizginleyecek bir güç olmaktan çıkarsa o zaman yüzde 80’lerle 90’larla seçim kazanılan bir ülke haline gelir. Bu da demokrasinin kaybolmasına yol açar. Ben buradan aday gösterilmedim, anketlerde başarısı çıktığına dair ifadeler kullanıldı. Benim başarısız bulunan bir belediye başkanının ‘Sütte leke var onda yok’ gibi yaklaşımla başkan adayının yanında olmam ona zarar verir. Benim, başarısız bulunduğum bir yerde yapacağım çalışmanın da bir sınırı vardır.”
“Vicdanım rahat”
“Vicdanım çok rahat. Kafamı yastığa koyduğumda raht uyuyacağım. Eksik, yanlış, kusur olabilir. Hepimiz çok çalıştık. Bundan sonrasında bu güzel memleket için çalışmaya devam edeceğim. baştan söylüyorum, bunların hepsi olabilir benim derdim bu değil. Ben bu memleket için çalışacağım. Bizim başka türlü beklentilerimiz yok. Hep beraber bu memleket için daha ne yapabiliriz, onun için koşmaya devam edeceğiz. “