İzmir Barosu, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden meslektaşlarını ve yurttaşları andı. Bu trajik olayın ardından, İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, adaletsizliklere ve cezasızlık politikalarına dikkat çekerek Adalet talep etti. Bu makalede, depremin etkileri, sorunların nedenleri ve çözüm önerileri ele alınacaktır.İzmir Baro Başkanı Sefa Yılmaz, Baro Bahçe'de düzenlenen toplantıda, depremde hayatını kaybedenleri anarken adaletsizliklere vurgu yaptı. Geçen bir yıl içinde yaşanan soruşturma ve yargılama süreçlerindeki adaletsizliklerin acıları daha da artırdığını belirterek, cezasızlık politikalarına son verilmesini ve caydırıcı cezaların gelmesini talep etti.
Konuyla ilgili yargılamaların devam ettiğini belirten Başkan Yılmaz, “Aradan geçen bir yılda hiçbir yara sarılmadığı gibi soruşturmalardaki ve yargılamalardaki adaletsizlikler acıları daha da arttırdı. Bir yıldır halen savcılıklar tarafından yürütülen yüzlerce soruşturmanın birçoğunun tamamlanmadığını, bir türlü ilerlemediğini biliyoruz. Açılan az sayıdaki davaların ise olası kasttan değil bilinçli taksir ya da taksirden açıldığını biliyoruz. Birçok şüphelinin firari olduğunu, hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadığını, sorumluluğun yalnızca binayı yapana yüklendiğini görüyoruz. Kolluk güçlerinin görevlerini yapmadıklarını, firarı sanıkların müştekiler tarafından tesadüfen karşılaşılarak yakalandığını basından izliyoruz. Soruşturmaya konu deprem dosyalarından birçoğunda yapıların ruhsatsız olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen yargılanan bir tane kamu görevlisi olmadığını biliyoruz. Görevini eksik yapan kamu görevlilerine ‘tali kusur’ verilirken İçişleri Bakanlığı’ndan bu kişilerle ilgili soruşturma izni dahi verilmediğini biliyoruz. Sanıkların ve şüphelilerin, iktidarın depremde kendi kusurunu örtmek için kullandığı ‘asrın felaketi’ söylemine sığınarak, bu depremde meydana gelen yıkımlarda hiçbir sorumlulukları olmadığına dair aciz savunmalarını dinliyoruz. Adalet istiyoruz. Cezasızlık politikaları son bulsun, caydırıcı cezalar gelsin istiyoruz. Daha fazla ölüm olmasın, binalar canlarımızı almasın istiyoruz. Bizi saran sorumsuzluğun, kayıtsızlığın bir parçası olmayı reddediyoruz.” (ANKA)
Depremin Yıkıcı Etkileri
Resmi rakamlara göre, 6 Şubat depremlerinde 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti. Bu kayıpların 121'i İzmir Barosu üyesiydi. Ayrıca, 100 binin üzerinde insan yaralandı, birçoğu halen tedavi edilmekte. 38 binden fazla bina yıkıldı ve 500 bine yakını ağır hasar aldı. 1,5 milyon insan evini, işini kaybetti; 15 milyon yurttaş bu depremlerden etkilendi.Türkiye'nin Deprem Gerçeği
Türkiye, süregelen iktidarlar tarafından bir deprem ülkesi olarak kabul edilmemesine rağmen, bu gerçekle yüzleşmelidir. Denetim yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi ve "imar barışı" adı altında kural ihlallerine affedilmesi, önceki yıkımlardan ders çıkarılmadığını gösteriyor. Bu sorumsuzluk, acil durum planlarının olmamasına ve binlerce yıkıma yol açtı.“SORUŞTURMALARDAKİ VE YARGILAMALARDAKİ ADALETSİZLİKLER ACILARI DAHA DA ARTTIRDI”Konuyla ilgili yargılamaların devam ettiğini belirten Başkan Yılmaz, “Aradan geçen bir yılda hiçbir yara sarılmadığı gibi soruşturmalardaki ve yargılamalardaki adaletsizlikler acıları daha da arttırdı. Bir yıldır halen savcılıklar tarafından yürütülen yüzlerce soruşturmanın birçoğunun tamamlanmadığını, bir türlü ilerlemediğini biliyoruz. Açılan az sayıdaki davaların ise olası kasttan değil bilinçli taksir ya da taksirden açıldığını biliyoruz. Birçok şüphelinin firari olduğunu, hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadığını, sorumluluğun yalnızca binayı yapana yüklendiğini görüyoruz. Kolluk güçlerinin görevlerini yapmadıklarını, firarı sanıkların müştekiler tarafından tesadüfen karşılaşılarak yakalandığını basından izliyoruz. Soruşturmaya konu deprem dosyalarından birçoğunda yapıların ruhsatsız olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen yargılanan bir tane kamu görevlisi olmadığını biliyoruz. Görevini eksik yapan kamu görevlilerine ‘tali kusur’ verilirken İçişleri Bakanlığı’ndan bu kişilerle ilgili soruşturma izni dahi verilmediğini biliyoruz. Sanıkların ve şüphelilerin, iktidarın depremde kendi kusurunu örtmek için kullandığı ‘asrın felaketi’ söylemine sığınarak, bu depremde meydana gelen yıkımlarda hiçbir sorumlulukları olmadığına dair aciz savunmalarını dinliyoruz. Adalet istiyoruz. Cezasızlık politikaları son bulsun, caydırıcı cezalar gelsin istiyoruz. Daha fazla ölüm olmasın, binalar canlarımızı almasın istiyoruz. Bizi saran sorumsuzluğun, kayıtsızlığın bir parçası olmayı reddediyoruz.” (ANKA)