BAŞLIĞA bakıp "Oooo bu ne laubalilik ve samimiyet" diyebilirsiniz. Ancak sayın Meral Akşener'le geçmişe dayalı bir hukukumuz var. Kanal 6'yı yönetirken yaptığım iki program (Doğu Perinçek'in stüdyodan kaçtığı yayın ve Susurluk Kazasının hemen sonrası Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Hanım ve kızı Gökçen'le yapılan program) Ayrı mahallelerden olsak da Meral Hanım'la yakınlaşma sağladı. İYİ Parti kurulduktan sonraki davetini ise nazikçe reddettim. Sayın Akşener'le dostluğumuz kendisini eleştirmemize engel değil. Hakaret olmadıktan sonra herkes herkesi eleştirebilir.
MERAL Hanım; bugün bu ülkede emekliler 7.500 lira maaşla ölmemek için direniyorsa, halkın oyuyla seçilmiş milletvekili hala hapisteyse, yandaşlar dönecek köşe bırakmadıysa sebeplerinden birisi de sizsiniz! Çocuklarımız okula aç gidiyor ve yatağa aç giriyorsa bunun nedenlerinden biri de yine sizsiniz. Masadan kalktığınız gün herşeyi mahvettiniz ve Tayyip Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürdünüz. Şimdi de 81 ilde aday gösterecekmişsiniz. Hiçbir yerde seçimi kazanamayacağınızı siz de bal gibi biliyorken bu öfke, bu hırs ve hınç niye? "Kazanamazsam kaybettiririm" anlayışında devam ederseniz bilesiniz ki bu millet sizi ölene dek affetmez. Bir konuşmanızda "Bu kafayla gidildi askere tez alındı teskere" demişsiniz. Bu klişe sözün doğrusu "Bu kafayla giderseniz askere nah alırsınız teskere" dir. Yaşınız ve kadın olduğunuz için askere gidemeyeceksiniz ama seçim gecesi sandıklar açılınca malulen ya da resen emekli olacağınız kesin. Eski bir dostunuz olarak "Yapma Meral aklını başına al" diyorum. Dilerim vazgeçersiniz ve bu ülkenin kaderiyle bir kez daha oynamazsınız.