AŞAĞIDA okuyacağınız yazıyı ben yazmadım! Doğrusunu isterseniz kimin yazdığını da bulamadım. Ancak bu yazıda, ben, sen, siz, hepimiz, anne, baba ve tüm büyüklerimiz var. Bin bir yokluk içinde Kurtuluş Savaşı'nı kazanan dedelerimizin torunları Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlattılar bize. Bizden sonraki kuşaklar da laik Türkiye Cumhuriyeti'ni yüzyıllarca yaşatacaklar. Her karış toprağının bedeli kanla, canla ödendikten sonra büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacak, şanlı bayrağımız tüm asaletiyle dalgalanacak. Artık sayıları kelaynak kuşları gibi giderek azalan eski tüfekleri okuduktan sonra özellikle siz gençler, annenize, babanıza, amcanıza, halanıza, dayınıza ve tüm büyüklerinize daha çok sarılın.
İşte o yazı:
HEPSİ şahsına münhasır özel üretilmiş, yokluklar içinde yetişmiş yaralı bir nesil… Peki kim bunlar?
1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ BİR NESİL..?
HİÇBİRİNİN altına hazır bez bağlanmamış… Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş… Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil… Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış… Hatta hiç bebeklik çocukluk resmi olmamış… Hiçbiri kreş, dershane, özel okul görmemiş… Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil… Harp görmüş, darp görmüş… Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş… Karakolda sorguyla, Filistin askısıyla, ceza evinde isyanla tanışmış. En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış… En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış… Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil... Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış. 68’liler de 78’liler de bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları da bu neslin temsilcileri tarihe adlarını kanları ile yazmıştır… Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış… Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş… Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmıştır… Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur… Muhanete muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamış. Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir… Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan dinozorlardır…
İYİ bakın, bunlar bu son kalan kadifeye sarılmış çelik yumruk misali yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bu özel neslin öfkesinden sakının.… Bunlara iyi bakın. Çünkü bunların nesilleri tükenmek üzere… Bunların üretimi sonlandı… Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalkıyor… Neden bu nesil özel biliyor musunuz..? Devlet bu neslin üzerinden silindir gibi geçti… Dozer gibi dünya milletleri geçti… Hayat bu nesli sınadı, ama tüketemedi… Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi… Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
BU nesil, katı, aksi, deli, serttir… Bir o kadar da merttir, hoş görülü ve merhametlidir… Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir… Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan dinazorlar tam bir müzelik antika nesildir… Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin..! Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir… Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin… Sonra arar da bulamazsınız…