KIBRIS Barış Harekatı'nın her yıl dönümünde aynı yazılarını kopyalayıp yazan Emin Çölaşan'a bir okuru "Kocatepe'yi bırak, Türkiye gemisi battı. Halk perişan!" diye yazmış. Bana da Çölaşan'ın nasıl şöhret olduğunu anlatan bir mail göndermiş. Araştırdım, kitabı bulup okudum, ne yazık ki doğru ve Çölaşan için üzüldüm... 12 Eylül faşist cuntasının budadığı devrimcilerin tutsak edildiği Mamak Cezaevi o tarihte işkencehaneye dönüşmüştü. Sağcısı, solcusu birçok genç de o işkence tezgahlarında can verdi... 12 Eylül cuntacıları tepkileri yatıştırmak için bir senaryo düzenleyip bu cezaevinin adeta güllük gülistanlık olduğunu göstermek istediler. Davet ettikleri gazeteci de, o tarihte Milliyet'te yazan Emin Çölaşan'dı. Çölaşan buraya gitti ve bir güzel yıkama yağlama yapıp Mamak Cezaevinin adeta cennet olduğunu yazdı. Bu da kendisine şöhretin yolunu açtı ve kısa bir süre sonra Hürriyet Gazetesine geçti. Ancak, gerçeklerin bir gün ortaya çıkması gibi kötü bir huyu vardır. Olayları bizzat yaşamış ve hala hayatta olan DEV YOL'un lideri Oğuzhan Müftüoğlu "Bitmeyen Yolculuk" isimli anı kitabında gerçekleri yazdı ve Emin Çölaşan için "birazcık utanma duygusu olsa insan içine çıkamaz bu adam!" dedi. Bitmeyen Yolculuk isimli kitap hala raflarda satılıyor. İsteyen alıp, okuyabilir.
İTHAL VEKİL BAĞDAT CADDESİ'NDE FİNK ATIYOR!
CİA destekli Taraf Gazetesinin yazarıyken bir anda CHP Genel Başkan Yardımcısı olup daha sonra da İzmir'den birinci sıraya konularak milletvekili yapılan Yüksel Taşkın'ın anlaşılan o ki İzmir'e gelmeye pek niyeti yok! İzmir'in birçok sorunuyla ilgilenmek yerine arkadaş İstanbul Bağdat Caddesi'nde fink atıyor... Helal olsun! Tabii ki ona değil, onu İzmir gibi bir kentten birinci sıraya koyanlara... Yüksel Taşkın, katıksız bir Atatürk düşmanı olarak biliniyor ama Atatürk'ün şehri İzmir'den milletvekili olabiliyor. Sahiden helal olsun!
DELEGELER İŞ VAADİNE KANMADI!
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanlığını hedefleyip, bunu gerçekleştirmek için iki para baronuyla irtibata geçip onların kendisi için Ankara'da kulis yapmalarını istediği öne sürülen Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Bornova'daki delege seçimlerinde umduğunu bulamadı. EYT nedeniyle boşalan kadrolar için delegelere iş vaadinde bulunduğu öne sürülen başkanın desteklediği listeler kaybetti. Böyle olunca da bırakın İzmir Büyükşehir'i, Bornova Belediye Başkanlığı da zora girdi. Tabii ki seçimlere daha 7 aylık bir süreç var. Mustafa İduğ'un geleceğini son zamanlardaki performansı belirleyecek.
ŞEFFAF BAŞKANLAR
BUCA'NIN çalışkan belediye başkanı Erhan Kılıç şeffaflık ve yanlışların üzerine gitme konusunda da geçerli not alıyor. Bir yazarın Buca'daki bazı spor sahalarının betonlaştırıldığı iddiasını okur okumaz harekete geçen başkan hem yanlışı düzeltti hem de konuyla ilgili o yazara bilgi verdi. Nivent Kurtuluş da ertesi günü Erhan Kılıç'a gösterdiği duyarlılık için teşekkür etti. Aynı olay Çiğli'de de yaşandı, başkan Utku Gümrükçü de Erhan Kılıç gibi susmak yerine köşe yazarını bilgilendirdi.
YOLLAR AŞINDI, TANJU KAZINDI!
RAHMETLİ Süleyman Demirel'in "Yollar yürümekle aşınmaz" sözü tarihe geçmiş, klişe bir sözdür. "Değişim, değişim" diyerek Bolu'dan çıkıp Ankara'ya yürüyen Tanju Özcan yolları aşındırdı mı bilemiyoruz ama kendisinin artık siyasi bir mefta olduğu kesin. En son CHP Genel Merkezi önünde koltuk fırlatan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, aslında yalnız CHP'ye değil, binlerce emekli ve emekçiye de kötülük etti. Birbiri ardı sıra gelen zamları unutturmak isteyen yandaş medya, Tanju Özcan'a mal bulmuş magrip gibi sarılınca Özcan bir anda yandaş televizyonların starı oldu. Başta CHP'liler olmak üzere emekli ve emekçiler Tanju Özcan'a ateş püskürüyor. Özcan'ın yanında yürüyenlerin arasında bir zamanlar Deniz Baykal'ın prensi olan, ancak seçim öncesi AKP'ye oy vereceğini açıklayan Mehmet Sevigen'in olması da işin tuzu biberi. Anlayacağınız: Yollar aşındı, Tanju Özcan politikadan kazındı.