Türk Bayrağı ve Fenerbahçe Formasıyla Son Yolculuk
Uca'nın naaşı, Türk bayrağına sarılı ve üzerine Fenerbahçe forması giydirilmiş olarak sahnede yer alırken, bu detaylar Uca'nın hayatındaki önemli unsurları simgeliyordu. Türk bayrağı, Uca'nın vatanına olan bağlılığını, Fenerbahçe forması ise spor tutkusu ve renkli kişiliğini temsil ediyordu.
Sanat Dünyasından Duygusal Anılar
Törende bir araya gelen sanatçılar, Metin Uca ile geçirdikleri anıları paylaşarak onun sanat dünyasındaki izini anlattılar. Uca'nın esprili kişiliği, mizah anlayışı ve sanata olan katkıları, konuşmacıların dile getirdiği duygusal anların odağında yer aldı.
CHP Genel Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan Katılım
Metin Uca'nın veda törenine, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katılarak Uca'nın ailesine başsağlığı diledi.
Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:“Hepimizin başı sağ olsun. Kıymetli dostlarını burada görüp, tabii ki onu düşünüyoruz. Ben de düşünüyorum. Kaybettiğimiz haberini aldığımda, aklımdan ilk geçen duygu şu oldu: ‘Eyvah güçlü bir ses gitti.’ Çünkü ayıltan, uyandıran, düşündüren ve hissettiren; enteresan tespitleri ile hepimize ders veren, yön veren özel bir insandı. Bu yönüyle kaybımızın büyük olduğunu biliyoruz.Çok şey yaptı, çok yönlü bir kişilikti. Dostları burada çok güzel ifade ettiler. Sanatçı, tiyatrocu, haberci, gazeteci… Her yönüyle düşünen bir insandı. Biz de tabii sıkı takipçisi, aynı zamanda söylediklerinden gerçekten ders alan ve uyanan bir insan konumundaydık. Hayranıydım. Allah rahmet etsin. Gerçekten çok değerli bir insanı kaybettik. O güçlü sesi bize iyi geliyordu. Farkındalığımızı ve yapmamız gereken bir kısım hamlelere ışık tutan, değerli bir insandı. Bizlere düşen böylesi kıymetli insanımızı, vatandaşımızı, aydınımızı, hemşerimizi; sesiyle, sözüyle, kalemiyle, ismiyle yaşatmak. Hep birlikte yaşatacağız. Allah rahmet etsin. Mekânı cennet olsun. Nur içinde yatsın.”
Özgür Özel, şunları söyledi:“Çok enteresan bir kişilikti. Metin Zakoğlu benim telefonumu ona, onun telefonunu bana vermişti. Telefon çaldı. Açar açmaz, ona bir cümle söylemek istedim. Aynı saniyede o da bana o cümleyi söyledi. ‘Ben sizin hayranınızım, biliyor musunuz’ demiştim, kendisine. O da bana onu söyledi. Uzunca güldük. Meclis’teki, yaptığım çok dolaşan bir konuşmadan bahsetti. ‘Sıkıldıkça izliyorum’, dedi. Dedim ki, ‘biz sizi izleyemedikçe sıkılıyoruz.’Ben 90’ların sonlarında; o muhteşem sabah haberleri ile güne başlamanın tadının, Metin Uca ekranlardan koparıldıktan beri eksikliğini çeken biri olarak bundan birkaç yıl önce iletişim kurabilmiş olduk.Ama şöyle enteresan bir tarafı vardı. Televizyonla ulaşamadığı herkese birebir ulaşabilecek kadar enerjikti. Sürekli iletişim halindeydik. İnanılmaz ilgiliydi, Türkiye meselesine… Bana da söylerdi, ‘neler yapmak lazım’ diye. Bence ne yapmamız gerektiğini kendi yaşantısı ile vasiyet edip gitmiş. Yükseklik korkusu olan herkes pilot olacak cesareti gösterdiğinde Türkiye de kurtulacak, hepimiz de kurtulacağız. Hepinize saygıyla selamlıyorum, ışıklar içinde uyusun.”