Sanatçı Mutlu Polat’ın senaryosunu yazarak çektiği ve meddah olarak film üzerine sinematik anlatım adını verdiği canlı performans ile sergilediği oyun izleyenlerin beğenisini topladı. Yakın tarihimize mübadele yıllarından başlayan ve yaşadığımız toplumsal travmalarla savrulan bir ailenin üç kuşağını anlatan “Kadife Çiçekleri” adlı oyun, ötekileştirme ve ötekileşmenin hikayesini anlatıyor.
“Bir Sinematik Anlatım “ adını verdiği, müzik, senaryo-metin ve yönetmenliğini üstlendiği eserleriyle bir kadın meddah olarak sahnelerde yer alan sanatçı Mutlu Polat’ın son oyunu ‘’Kadife Çiçekleri’’ sezon açılışını; Han Tiyatrosu, Ünal Gürel sahnesinde düzenlenen özel gösterimle yaptı. Oyun kadına yönelik şiddeti, toplumsal travmaları ve ötekileştirilmeyi anlatıyor. Yakın tarihimize mübadele yıllarından başlayan ve yaşadığımız toplumsal travmalarla savrulan bir ailenin üç kuşağını anlatan “Kadife Çiçekleri” adlı oyunda; Bir toplumsal felaketten artakalan, kazazede olarak tanımlayabileceğimiz bu üç kadının, dönüşümlerine, vurgun yedikleri anlara tanıklık ederken, her kadının parmak izi gibi birbirinden farklı iç dünyaları ve kendi kuşağını, zamanını yansıtan imgelerle yaşadığımız çağı ve içinde kaybolan insanı yeniden anlamaya çalışıyoruz. Oyunu izleyenler bir nevi zamanda yolculuk yapıyor. Bir yanda kuşaktan kuşağa aktarılan korkular ve mutsuzluklar, öte yanda modern insanın içine itildiği yalnızlık arasına sıkışıp kalmış bir büyükanne, kızı ve torununun hikayesini, yine farklı bir kuşağı temsil eden meddahın gözünden dinliyoruz.
Türkiye’de tek ve son Kadın Meddah olarak sahnelerde yer aldığı tüm oyunlarında; kadına yönelik şiddeti, toplumsal travmaları ve ötekileştirilmeyi anlatmaya çalışan sanatçı Mutlu Polat; Eserlerinde buz dağının görünmeyen yanını anlamaya ve anlatmaya çalıştığını; toplumsal barışı desteklemek için gönüllü olarak yola çıktığını ifade ediyor. Mutlu Polat, son oyunu “Kadife Çiçekleri” hakkında ise şunları söyledi: ‘’ Sanatçı bir ailenin içinde büyüdüm. Ailede herkes en az bir enstrüman çalardı. Annem ressamdır. Çocukluğum, annemin resim atölyesinde onun boyalarıyla oynayarak geçti. Ama benim idealim baştan beri tiyatroydu. Bu istemi tetikleyen en büyük neden rahmetli eniştem Erol Günaydın’dır. Meddahlık için usta çırak ilişkisi şarttır derler. Benim daha çocuk yaşta ustam belliydi. Erol Günaydın’ın eniştem olması ve kendisine duyduğum sevginin bir tezahürü olarak “onun gibi olmayı istemek” elbette bir gün meddah olarak seyirci karşısına çıkmak demekti. Ama bu süreci derinden etkileyen bir başka neden; İtalya’da tiyatro rejisi üzerine eğitim alırken, Geleneksel Türk Tiyatrosuna yani bir şekilde kimliğimize sarılma ve sahiplenme ihtiyacı hissetmemdi. Elbette modern dünya ile nasıl kucaklaşabiliriz sorusu üzerine yıllarca kafa yordum. Sanırım bu da akademik yanımın itkisi. Çeşitli atölye çalışmalarından sonra adına “Bir Sinematik Anlatım” dediğim yeni bir tiyatral üslup içinde modern bir meddah ortaya çıktı.
Kadife Çiçekleri Oyununun tetikleyicisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın öğretmenlerinden ve bir mübadele çocuğu olan babaannemdi. Yanya da doğmuş ve mübadele yıllarında Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış. Rumcayı da ana dili gibi konuştuğundan bir ara Bozcaada da ilkokul öğretmeni olarak görev yapmış. Doğduğu şehir Yanya ve Bozcaada’da ki Rum kökenli öğrencileri hakkında anlattıkları hafızamda yer etmişti. Böylece babaannemin döneminden günümüze kadar gelen bir süreci işlemeye karar verdim. Oyun metninin oluşum aşamasında çok değerli yazar arkadaşım Hasip Akgül hem beni cesaretlendirdi hem de fikirleriyle katkıda bulundu. Yaklaşık bir sene süren yazım aşamasından sonra çekim sürecine başlandı. Oyunun konusu gereği sinema dili açısında daha epik bir aktarım tercih edildi. Çocukluk travmaları animasyonlarla canlandırılırken, oyunculuklar daha belgeselimsi bir tat ile oluşturulmaya çalışıldı. Çekim aşamasında ve sahne üstü reji aşamasında da çok değerli sanatçı arkadaşlarım katkıda bulundu. Başta Onur Çakaloz ve Tülay Yıldız Akgül olmak üzere tüm ekip arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim’’.
Meddah olarak ilk kez seyirci karşısına “Kül Kızı “ adlı kendisinin yazıp yönettiği müzikalle çıkan Mutlu Polat’ın, kısa film, animasyon ve video art çalışmalarının yanı sıra “Bir Eylül Uykusu”, “Bu Aşk Beni Öldürüyor” ve “Kadife Çiçekleri” adlı yönetmenliğini yaptığı üç uzun metrajlı filmi bulunuyor.